Kabızlık baş ağrılarına neden olabilir mi? Evet, tabii ki! Aslında, kabızlık ve baş ağrısı sıklıkla birliktelik gösterir. Kabızlığın nasıl baş ağrılarına neden olabileceğinden bahsedecek olursak; yavaş bağırsak hareketleri olarak da bilinen kabızlık; dışkının kalın bağırsak içinde çok yavaş hareket ettiği bir durumdur.
Atık madde oldukça sert bir hal alabilir ve bu sert dışkıyı vücuttan dışarı çıkarmak, oldukça ağrılı bir görev haline gelebilir. Bazı durumlarda kabızlık o kadar şiddetlidir ki bağırsak hareketleri yalnızca haftada bir kez gerçekleşir. Bu şekilde kabızlık yaşayan kişiler sık sık baş ağrılarından şikayetçidir. Aslında baş ağrıları kabızlık sürdükçe gelip gider. Yani baş ağrıları kabızlığa mı bağlıdır? Öğrenmek için aşağıdaki kısmı okuyun.
Kabızlık ve Baş Ağrısı:4654_kabizlik (1)
Çok az kişi baş ağrılarının kabızlıkla alakalı olduğunu bilir. Baş ağrısının bir çok nedeni olmasına rağmen, nadiren bu ağrıların kabızlıkla ilgili olduğunu duyarız. Sık görülen baş ağrıları kronik kabızlığı olan kişilerde oldukça yaygındır. Kabızlık hem fiziksel hem de zihinsel olarak oldukça stresli olabilir. Seyrek bağırsak hareketleri nedeniyle oluşan aşırı stres baş ağrısına yol açabilir. Kabızlığın bir başka sonucu ise azalmış iştahtır. Kabızlığa eşlik eden karın ağrısı nedeniyle hastalar bir şey yemek istemez. Kabızlık yaşayan kişiler yemek yememe eğilimindedir ve bu az yeme alışkanlığı baş ağrılarının nedeni olabilir. Az sıvı alımı ve vücudun susuz kalması da kabızlıkla ilişkilidir. Yetersiz su tüketiminden kaynaklanan susuz kalmış vücut da hafif ve orta derecede baş ağrılarına neden olabilir.
Kabızlık ve baş ağrısı yüksek kolesterolü azaltmak için tavsiye edilen statinler denilen ilaçlar ile ilişkili bulunmuştur. Statinler kolesterol seviyelerini kontrol etmek için yardımcı olsa da, kabızlık ve baş ağrısı şeklinde istenmeyen yan etkileri olabilir. Ağrılı bağırsak hareketleri ve baş ağrısı fibromiyalji hastalarında oldukça yaygındır. Ağrı tek bir bölgede sınırlı kalmaz ve bütün vücudu etkiler. Fibromiyaljideki kas ağrıları şiddetli olmasa da, bu sürekli ağrı oldukça rahatsız edici olabilir.
Tedavi:
4654_hemorrhoids-and-constipation1
Baş ağrısından kurtulmanın yolu, sağlıklı bağırsak fonksiyonlarını kazanmaktır. Kabızlık ortadan kalktıktan sonra baş ağrısı da, sorun olmaktan çıkacaktır. Yani kabızlığı tedavi edin ve baş ağrısına veda edin. Kabızlığı rahatlatmak için en iyi yollarından biri de diyet değişikliklerinden geçer. Kabızlık vakalarının çoğu kötü beslenme sonucu ortaya çıkar. Beslenmenizdeki lif eksikliği kabızlığın önde gelen nedenidir. Bu lifler dışkıyı yumuşatır böylece liften zengin bir beslenme ile kabızlıktan kurtulabilirsiniz. Lif ile birlikte, düzgün bağırsak hareketini sağlamak için yeterli miktarda su içtiğinizden emin olun. Kabızlığın giderilmesiyle baş ağrılarınız geçmiyorsa bir doktora danışmak baş önceliğiniz olmalı. Doktorunuz baş ağrılarına neden olan altta yatan başka bir neden olup olmadığına bakacak ve buna göre gerekli tedaviyi verecektir
3 Aralık 2013 Salı
kurtuluş savaşı ile ilgili ön bilgiler
Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşına Almanya'nın yanında katılmıştı. Ağır ve yorucu savaşlardan çıkmış Osmanlılar savaş sırasında kahramanca çarpışmalarına rağmen, düşman kuvvetlerinin tüm yurdu işgal etmelerine engel olamamışlardı. Bu sıralarda imzalanan Mondros ve Sevr Antlaşmaları, Osmanlı İmparatorluğu'nun tamamen yok etmeye ve Türk yurdunu parçalamaya yönelik hazırlanmıştı.
Sultan Mehmed Vahidüddin Osmanlı Mebusan Meclisi'nin toplanmasına karar verdi. Toplanan meclis düşman devletlerin görüşleri dışında bir karar alarak Misak-ı Milli'yi kabul etti. Bunun üzerine İngilizler İstanbul'u resmen işgal edip Osmanlı Mebusan Meclisini dağıttılar.
19 Mayıs 1919 yılında Samsun'a çıkarak Milli Mücadele ateşini yakan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Anadolu'daki direniş hareketini örgütlediler. Kongreler, Kuva-yı Milliye direnişleri gerçekleştirildi. Nihayet 23 Nisan 1920'de TBMM'nin Ankara'da açılmasına karar verildi.
Türk milleti, canını ve malını hiçe sayarak girdiği Kurtuluş Savaşından muzaffer çıkmış, düşmanlar vatan topraklarından atılmıştı. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa idaresinde büyük bir zafer kazanılmıştı. Yeni meclis saltanatın kaldırılması ve Osmanlı hanedanının sınırdışı edilmesini kararlaştırdı.
Sultan Mehmed Vahidüddin Osmanlı Mebusan Meclisi'nin toplanmasına karar verdi. Toplanan meclis düşman devletlerin görüşleri dışında bir karar alarak Misak-ı Milli'yi kabul etti. Bunun üzerine İngilizler İstanbul'u resmen işgal edip Osmanlı Mebusan Meclisini dağıttılar.
19 Mayıs 1919 yılında Samsun'a çıkarak Milli Mücadele ateşini yakan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Anadolu'daki direniş hareketini örgütlediler. Kongreler, Kuva-yı Milliye direnişleri gerçekleştirildi. Nihayet 23 Nisan 1920'de TBMM'nin Ankara'da açılmasına karar verildi.
Türk milleti, canını ve malını hiçe sayarak girdiği Kurtuluş Savaşından muzaffer çıkmış, düşmanlar vatan topraklarından atılmıştı. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa idaresinde büyük bir zafer kazanılmıştı. Yeni meclis saltanatın kaldırılması ve Osmanlı hanedanının sınırdışı edilmesini kararlaştırdı.
kimyasal madde nedir
Çoğumuz
evlerimizin "tertemiz", "mikropsuz" olması için çeşitli kimyasal
maddeler kullanıyoruz. Tuvalet ve fırını temizlemek için asit, banyoyu
dezenfekte etmek için fenol, mobilyaları cilalamak için damıtılmış
petrol ürünleri, çamaşırlarımızı beyazlatmak için klor ve evlerimizi
temiz tutmak için çeşit çeşit diğer zehirli kimyasal maddeler… bu
sıralama böyle uzayıp gidiyor…
Günlük yaşamda kullandığımız ürünler 50 bin’in üzerinde kimyasal madde çeşidini içeriyor ve her yıl bunlara yüzlerce yenisi ekleniyor. Birçoğu ise yeterince test edilmeden ve belirli bir mevzuata tabi olmadan piyasaya sürülüyor.
Bu ürünlerin büyük kısmı doğrudan kanalizasyona akıp sonunda da su sistemlerimize karışıyor. Sözünü ettiğimiz kimyasallar, sonunda "fazla yüklenme" olasılığı oluşturarak vücudumuzda depolanıyor ve zehirli olma düzeyine ulaştığında çeşitli hastalıklara yol açıyor. (Kronik yorgunluk sendromu, alerjiler, karaciğer sorunları, lenf kanseri gibi.)
Evsel temizlik malzemeleri sadece toprağı ve su kaynaklarını değil, teneffüs ettiğimiz havayı da tehdit ediyor. Sprey boyalar, fırın temizleyiciler, dezenfektanlar, mobilya parlatıcıları ve diğer tüm sprey ürünler, birkaç gün sonra soluyacağımız havanın bir parçası oluyor.
Sadece kentlerde yaşayanların değil, kırsal kesimde yaşayanların da atık su sistemlerine neler gönderdiklerine dikkat etmeleri gerekiyor. Foseptik sistemler atık su sorununu çözmüyor; boyalar, çözücü, inceltici, ağartıcı kimyasallar, aseton, tuvalet temizleyiciler ve lavabo açıcılar ile diğerlerinde bulunan belirli kimyasal maddeler organik maddeleri parçalayan organizmaları zehirleyebiliyor. Oysa organik maddelerin parçalanması doğal döngünün işlemesi açısından zincirin olmazsa olmaz halkalarından birini oluşturuyor.
Günlük yaşamda kullandığımız ürünler 50 bin’in üzerinde kimyasal madde çeşidini içeriyor ve her yıl bunlara yüzlerce yenisi ekleniyor. Birçoğu ise yeterince test edilmeden ve belirli bir mevzuata tabi olmadan piyasaya sürülüyor.
Bu ürünlerin büyük kısmı doğrudan kanalizasyona akıp sonunda da su sistemlerimize karışıyor. Sözünü ettiğimiz kimyasallar, sonunda "fazla yüklenme" olasılığı oluşturarak vücudumuzda depolanıyor ve zehirli olma düzeyine ulaştığında çeşitli hastalıklara yol açıyor. (Kronik yorgunluk sendromu, alerjiler, karaciğer sorunları, lenf kanseri gibi.)
Evsel temizlik malzemeleri sadece toprağı ve su kaynaklarını değil, teneffüs ettiğimiz havayı da tehdit ediyor. Sprey boyalar, fırın temizleyiciler, dezenfektanlar, mobilya parlatıcıları ve diğer tüm sprey ürünler, birkaç gün sonra soluyacağımız havanın bir parçası oluyor.
Sadece kentlerde yaşayanların değil, kırsal kesimde yaşayanların da atık su sistemlerine neler gönderdiklerine dikkat etmeleri gerekiyor. Foseptik sistemler atık su sorununu çözmüyor; boyalar, çözücü, inceltici, ağartıcı kimyasallar, aseton, tuvalet temizleyiciler ve lavabo açıcılar ile diğerlerinde bulunan belirli kimyasal maddeler organik maddeleri parçalayan organizmaları zehirleyebiliyor. Oysa organik maddelerin parçalanması doğal döngünün işlemesi açısından zincirin olmazsa olmaz halkalarından birini oluşturuyor.
günlük hayatımızda kullandığımız kimyasal maddeler
Sıcak çayla doldurulmuş plastik bardaklar tehlike saçıyor! Su
damacanalarından, alüminyum folyoya birçok ambalaj yiyip içtiklerimize
geçiyor. Dr. Memduh Sami Taner günlük hayatımıza “sızan” kimyasalları
anlattı.
Ege Üniversitesi’nden radyokimyager ve radyofarmasist Dr. Memduh Sami Taner günlük hayatımızda yaygın olarak kullandığımız bazı ambalaj malzemelerinin tehlikelerine dikkat çekiyor. Dr. Taner’e göre, içindeki yiyecekle tepkimeye girmeyen, hiçbir kimyasal madde sızdırmayan “cam ambalajlar” tercih edilmeli.
Plastik bardak, tabak, çatal
Plastik bardak ve malzemeler ile sıcak içecek-yiyecek tüketimi ciddi olarak terk edilmesi gereken, Sağlık Bakanlığı’nca üretimine müdahale edilmesi gereken bir konudur. Maliyeti düşürmek ve daha çok kar elde edebilmek için “çok ince” plastik bardak ve tabak üretildiğine şahit olmaktayız. Bu tür malzeme ile tüketilen 70-90 derece sıcaklığındaki içecek, içinde bulunduğu polimer (plastik) malzemeyi ısı etkisi ile çözerek, monomerlerine ayırmaktadır. Bu monomerler ise tehlikeli kanserojen malzemelerdir.
Köpük bardak
Köpük, polimer bir malzemedir. Yukarıda açıklanan plastik malzemelere göre ısıl müdahalelere dayanıklılığı daha yüksek gibi görülse de gözenekli yapısı dolayısıyla 100 derece sıcak sıvılar bu materyalin (ör. polistiren) çözünmesini sağlayabilir. Bu durumda yine monomerik gruplar sıvıya geçecek ve oral yolla bünyeye toksik madde alımı gerçekleşebilecektir.
Kağıt bardak
Sıcak su ile ilişkiye en az geçme ihtimali, kağıt bardaklar için geçerlidir, özellikle ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği’nde kağıt bardak yaygın kullanımdadır. İnsan ve çevre sağlığı açısından geri dönüşümlü materyallerin kullanımı zorunlu ve öncelikli bir konu olduğundan yurtdışında soğuk-sıcak her türlü içeceklerin perakende satışı kağıt bardak ile yapılmaktadır. Ülkemizde ise plastik malzemeler halen yoğun olarak kullanılmakta ve çevre kirliliğine sebep olmaktadır.
Su ve gazlı içeceklerin plastik şişeleri
Ege Üniversitesi’nden radyokimyager ve radyofarmasist Dr. Memduh Sami Taner günlük hayatımızda yaygın olarak kullandığımız bazı ambalaj malzemelerinin tehlikelerine dikkat çekiyor. Dr. Taner’e göre, içindeki yiyecekle tepkimeye girmeyen, hiçbir kimyasal madde sızdırmayan “cam ambalajlar” tercih edilmeli.
Plastik bardak, tabak, çatal
Plastik bardak ve malzemeler ile sıcak içecek-yiyecek tüketimi ciddi olarak terk edilmesi gereken, Sağlık Bakanlığı’nca üretimine müdahale edilmesi gereken bir konudur. Maliyeti düşürmek ve daha çok kar elde edebilmek için “çok ince” plastik bardak ve tabak üretildiğine şahit olmaktayız. Bu tür malzeme ile tüketilen 70-90 derece sıcaklığındaki içecek, içinde bulunduğu polimer (plastik) malzemeyi ısı etkisi ile çözerek, monomerlerine ayırmaktadır. Bu monomerler ise tehlikeli kanserojen malzemelerdir.
Köpük bardak
Köpük, polimer bir malzemedir. Yukarıda açıklanan plastik malzemelere göre ısıl müdahalelere dayanıklılığı daha yüksek gibi görülse de gözenekli yapısı dolayısıyla 100 derece sıcak sıvılar bu materyalin (ör. polistiren) çözünmesini sağlayabilir. Bu durumda yine monomerik gruplar sıvıya geçecek ve oral yolla bünyeye toksik madde alımı gerçekleşebilecektir.
Kağıt bardak
Sıcak su ile ilişkiye en az geçme ihtimali, kağıt bardaklar için geçerlidir, özellikle ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği’nde kağıt bardak yaygın kullanımdadır. İnsan ve çevre sağlığı açısından geri dönüşümlü materyallerin kullanımı zorunlu ve öncelikli bir konu olduğundan yurtdışında soğuk-sıcak her türlü içeceklerin perakende satışı kağıt bardak ile yapılmaktadır. Ülkemizde ise plastik malzemeler halen yoğun olarak kullanılmakta ve çevre kirliliğine sebep olmaktadır.
Su ve gazlı içeceklerin plastik şişeleri
2 Aralık 2013 Pazartesi
şofbenden çıkan gaz zehirlenmelerine karşı alınacak önlemler
Bilgisizlik ve ihmal yüzünden Türkiye’de her yıl yüzlerce kişi, soba, şofben, kombi ve bacalardan dolayı meydana gelen karbonmonoksit zehirlenmeleri nedeniyle hayatını kaybediyor
Bilgisizlik ve ihmal yüzünden Türkiye’de her yıl yüzlerce kişi, soba, şofben, kombi ve bacalardan dolayı meydana gelen karbonmonoksit zehirlenmeleri nedeniyle hayatını kaybetmekte. Oysa küçük tedbirlerle bu durumun önüne geçmek mümkün.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, bacalı tip kombi ve şofben kullanımında bacanın standartlara uygun olması ve bu bacaların her sezon en az bir kez temizlenmesi gerekiyor.
1 metreküp doğalgazın yakılabilmesi için yaklaşık 10 metreküp taze havaya ihtiyaç bulunurken yanma havası bu cihazların konulduğu mahallere yerleştirilen ventilasyon (havalandırma) menfezleri vasıtasıyla sağlanmakta. Bu menfezler hiçbir şekilde kapatılmamalı.
Baca gazlarının soğumasını azaltmak, baca tepmesini önlemek ve hava şartlarının etkisini azaltmak için bacalar yalıtılmalı veya baca duvarının et kalınlığı en az 10 santimetre olmalı.
Soba alımında da, alacağınız sobanın TSE standartlarına uygunluğuna dikkat edilmeli. Benzer şekilde kullanılan yakıtın standartlara uygunluğu ve izin belgesi olmayan satıcılardan yakıt alınmaması hususları da önem taşımakta.
Bilgisizlik ve ihmal yüzünden Türkiye’de her yıl yüzlerce kişi, soba, şofben, kombi ve bacalardan dolayı meydana gelen karbonmonoksit zehirlenmeleri nedeniyle hayatını kaybetmekte. Oysa küçük tedbirlerle bu durumun önüne geçmek mümkün.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, bacalı tip kombi ve şofben kullanımında bacanın standartlara uygun olması ve bu bacaların her sezon en az bir kez temizlenmesi gerekiyor.
1 metreküp doğalgazın yakılabilmesi için yaklaşık 10 metreküp taze havaya ihtiyaç bulunurken yanma havası bu cihazların konulduğu mahallere yerleştirilen ventilasyon (havalandırma) menfezleri vasıtasıyla sağlanmakta. Bu menfezler hiçbir şekilde kapatılmamalı.
Baca gazlarının soğumasını azaltmak, baca tepmesini önlemek ve hava şartlarının etkisini azaltmak için bacalar yalıtılmalı veya baca duvarının et kalınlığı en az 10 santimetre olmalı.
Soba alımında da, alacağınız sobanın TSE standartlarına uygunluğuna dikkat edilmeli. Benzer şekilde kullanılan yakıtın standartlara uygunluğu ve izin belgesi olmayan satıcılardan yakıt alınmaması hususları da önem taşımakta.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)